Evet yazımın başlığı sebze ve meyveler gerçekten sağlıklı mıdır? Sorumu yanlış duymadınız! Zirai ilaç kullanımının üretici tarafından müthiş kontrolsüz uygulandığı ülkemizde artık sebze ve meyvenin dahi sağlıklı olup olmadığını tartışır olduk. Günümüz tarım politikaları, özellikle çiftçi ve büyük-küçük çaplı tarım yapan topraklarda zirai ilaç kullanımının kontrolsüz olması başta kanser olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Nedeni ise gıdanın tonajını artırmak ve daha fazla tüketiciye ürün ulaştırmaktır.
Sorumu yanlış duymadınız!
Peki bunu daha kontrollü sistemde sağlık bakanlığı ve tarım bakanlığının belirlediği referans aralığı ile ilaçlandırmak varken neden bu sorunla karşı karşıyayız demeden edemiyorum. Tartışmasız önceliğimiz insan sağlığı olmalıdır. Amacımız insan sağlığı ve gelecek kuşaklarımızın sağlığını gözeterek halkı doyurmak değil halkı beslemek olmalıdır.
Beslenmek temiz gıda ile gün içerisinde dengeli beslenmek ve ihtiyacımız olan enerji ve enerji parametrelerini sağlamakla olmalıdır. Demem o ki; Kaş yapalım derken göz çıkarmamak gerek… özellikle söz konusu insan sağlığı ise tarımın artması ve çiftçinin desteklenmesi daha çok eğitim ile uzmanların eşliğinde ve denetiminde olmalıdır.
Özellikle salgın hastalıkların günümüzde oldukça artması ile asıl konunun doymak değil sağlıklı ve dengeli beslenme ile vücut direncinin artırılması ve bağışıklığın güçlendirilmesi olduğunu tekrar tekrar kanıtlandı. Ve immünite – sağlıklı beslenmek denince akla ilk gelen gıdaların meyveler ve sebzeler olduğunu hemen her haber kanalında vurguladığımı düşünüyorum.
Sebze ve meyve ve sebzeler oldukça faydalı besin gruplarından birkaçıdır. Peki, gerçekten bu tek başına yeterli mi? Satın aldığımız gıdaların ne kadarı temiz ve güvenilir? Özellikle bahsetmek istediğim konuları tek tek sıralayacak olursam; alınan gıdanın yıkama ve temizlenme yöntemi, güvenilir kaynak olup olmadığı, soğuk zincire uygun olup olmadığı peki bunlara gerçekten dikkat ediyor muyuz? Bildiğimiz kadar öğrendiğimiz ve okuduğumuz kadar dediğinizi duyar gibiyim. Hadi bu konuyu birlikte ele alalım …
Doğanın verdiği tüm besinler kıymetli hele ki 3 tarafı denizlerle çevrili, tarım alanları ve 4 mevsimiyle bu cennet vatan tam bir tarım ülkesi fakat artan nüfus miktarı , şehirlere göçün atması, tarım ve emeğe dayalı üretiminin azalması nedeniyle daha fazla çıktı (bir fabrika veya işletme veya üretici tarafından paraya çevrilebilir ürün) daha fazla insan mantığıyla insanoğlu yalnızca besinlerin yapısını değiştirmekle kalmadı, her gıda bir gendir hem insan genom yapısını hem besinin gen yapısını bozdu, ilaçladı, gıdayı baştan aşağı kimyasallaştırdı diyebilirim…
Artık ne yiyeceğimizi bile kırk kez düşünür olduk. Yumurtadaki numaralama sistemini ezberleyenler, gezen tavuk mu, uçan tavuk mu, tırmanan tavuk mu diye düşünenler , dana eti mi, tavuk etimi ,at etimi diyenler ve özellikle bal tüketiyoruz sanıp HMFli şeker dolusu çıktılar tüketen insanlar durumun farkına varmaya başladı diyebilirim. Meyve, sebzelerin boyutlarından tutunda kokusuz olmasından, cilalı parlak ve hiçbir böceğin uğramadığı sebze meyvelerle besleniyor muyuz ?
Evet. Antibiyotikli sütlerle birçok alerji, hassasiyet ve enteropati ve hiperaktivite ile büyüyen çocuklar bizim geleceğimiz ümidimiz bunu unutuyoruz. Bu durum cinsiyet sorunlarına, üreme sorunlarına, hastalık sayının artmasına ve daha fazlasına doğru gitmektedir. Peki biz temiz gıdaya nasıl ulaşacağız ?
Şunu belirtmeliyim ki; Genetik alanında ilerleyen Uzman Diyetisyen kimliğimle topraktan mutfağa temiz gıda projemle birçok çiftçi ve ürüne destek verirken siz okuyucularımla bu firma ve ürünleri buluşturmayı çok isterim. Doğrudan üreticiden temin ettiğim ve mutfağıma çektiğim tüm malzemeleri öncelikli olarak ilgili gıda laboratuvarlarına gönderiyorum.
Gelen sonuçların uygunluğunu en ince ayrıntısına kadar inceledikten sonra firmalara ürün ile ilgili uygundur (bu ürünleri düzenli gıda laboratuvar analizi ile sizden mutfağıma çekeceğimi belirtmek isterim. Veya ürününüz uygun değildir laboratuvar sonuçları aşağıdaki gibidir. Sizinle çalışamayacağız üzgünüz fakat ürün iyileştirme ve temiz üretim için aşağıda belirttiğimiz tarımcılık firmaları ile irtibata geçebilir veya ücretsiz Devlet (Tarım müdürlüğü’nden) destek alabilirsiniz, temiz ve sürdürülebilir gıda üretimini desteklenmesini toplum sağlığı açısından elzem görüyorum şeklinde bilgilendirme yapıyorum.
Peki bana ulaşamayanlar ne yapabilirler? Çıktının gıda haline getirilme şansı nedir? Yoktur! Fakat en mümkün olabilecek boyutta endokrin bozuculardan ve kimyasallardan arındırma yöntemi ile ürünü olabildiğince temiz hale getirebiliriz diyebilirim.
Genleri bozulmuş gıdalar için yapabilecek pek bir şeyimiz olmasa da en azından evimize giren gıdaların ilaçlarından, kimyasallarından kurtulmamız için birkaç yöntem bulunmakta. Bunları sizinle paylaşırken doğru bildiğimiz , yanlışlara da değinmek istiyorum.
Karbonat mı? Sirke mi?
Sevgili Bi’nevi Gazete okurları, bu yazıyı okuduktan sonra hayatınızda minik dokunuşlarla daha sağlıklı beslenmenizin yolunu açacağımı düşünüyorum. Şimdiye kadar gıdalarımızı bol suyla veya bol sirkeyle yıkıyordunuz veya sadece suyla yıkıyor olabilirisiniz.
Atıştırmayı çok seven yıkanmasına bile beklemeden parlak rengarenk tüketenler muhakkak vardır elbette… Sadece su ve sirke ile yıkama yöntemi sebze ve meyvelerdeki zirai ilaçlardan kurtulmaya maalesef ki yetmiyor. Peki karbonat? Oldukça sık duymuşsunuzdur benden instagramda, özellikle yemek yaparken çok sık vurguluyorum duymayanınız kaldı mı? Muhakkak ki vardır …
Science direct – pubmed ve american science v.b araştırma siteleri üzerinden bilimsel makaleler ile desteklediğim araştırmalarımı her yeni videomda sizler için aktarıyorum ve aktarıyor olacağım. Hadi başlayalım o zaman.
Bilimsel gerçekler ne söylüyor?
Bilim insanları, insan sağlığına ciddi derecede zararı olduğu kanıtlanmış zirai ürünlerin başında gelen pestisitlerden kurtulmanın yolları aramaktadır. Amerikalı bir grup bilim insanı tarafından son yıllarda oldukça dikkat çeken bir deney yapıldı. Sebze ve meyvelerdeki zirai ilaç kalıntılarından nasıl en fazla ve pratik şekilde kurtulmanın en uygulanabilir yöntemini buldu.
Sonuç tabii ki çok şaşırtıcı ve bir o kadar da faydalıydı. Hem insan sağlığına hem de ekolojik çevreye oldukça zararı olan bu kimyasal zirai ilaçlarla 1 gün boyunca bekletilen elmalar, deney için toplanmış ve bir kısmı musluk suyunda bir kısmı su-çamaşır suyu karışımında bir kısmı ise su-karbonat karışımında bekletildi.
Pestisitlerin baş düşmanı: Karbonat
Deneyin sonucunda bilim insanları; benim uzun yıllardır vurguladığım fakat sosyal medyada son dönemde bilinir hale gelen zirai ilaç kalıntılarını en fazla temizleyen karışımın karbonat ve su karışımı olduğunu tespit etmişlerdir. Hatta deneye devam edilerek elmalar karbonatlı su ile fırçalanarak temizlenmiştir. Sonuçta yaklaşık yüzde 96 zirai tarım ilaçlarından temizlenen meyveler elde edilmiştir.
Bu nedenle özellikle belirtmek istiyorum ki ülkemizdeki bilim insanlarının sayısı artmalıdır. Bu her iş kolu için geçerlidir çalışkan, araştıran bir yeni nesildir hedeflenmelidir. Bu topraklarda büyüyen herkesin bu toprakları borcu vardır bilinciyle büyütülen ben ve ben gibi birçok insan olduğunu biliyor ve bunu belirtmek istiyorum. Özellikle meslektaşlarıma bu konuda çok iş düşüyor her gün 1 bilimsel makale taraması yeni başlayanlar için maksimum 30 dakikadır lütfen daha fazla bilimsel makale okuyalım ve halkımızı doğru ve güvenilir bilgi ile bilinçlendirelim.
Endokrin bozucular özellikle ve özellikle kanserojen maddeler içermesi nedeniyle oldukça tehlikelidirler. Bunların başında ise gıda ile ilişkili olarak pestisitler geliyor, pestisitler 1 numaralı kanser yapıcılar arasında kansere doğrudan yol açmaktadır. Pestisitler ve kimyasallar beyin hücrelerinin toksiditesine bağlı olarak Parkinson- Alzheimer gibi diğer hastalıklara neden olurken üçüncü olarak ülkemizde son dönem oldukça artan ve gelecek nesillerimizin devamı için kritik bir sorun olan üreme hastalıklarına (kadın ve erkek) neden olmaktadır.
Gıdadan yola çıkarak sonuna geldiğim bu keyifli yazımı sizlerle paylaşmayı mesleki etiğim gereğince sosyal sorumluluk olarak gördüğümü ve elimden geldiğince sizinle paylaşacağımı belirtmek isterim.
Ve son olarak Karbonat mı ? Sirke mi diyorum Sözün özü şu ki; mutlaka ama mutlaka evimizde karbonat bulunduralım. Sebze ve meyveleri karbonatlı su ile ovarak veya fırçalayarak temizleyelim ayrıca ev diğer ev gereçleri temizliği için kimyasal maddelerden uzak duralım doğaya uygun bitkisel ürünlerle temizliğimizi yapalım. Ayrıca çamaşır suyu ve türevlerini çocuklarımızdan, ev ve işyerinden uzak tutalım. Sevgiler