Telefon
WhatsApp
İnstagram
rajibraj 24 Şubat 2024, 00:01

Hızlı yaşarken plastik mi içiyoruz?

  • 16Görüntüleme

Yaşam çarkının daha hızlı döndüğünü herkes genlerine kadar hissediyor. Bunun adını da çağa ayak uydurmak koyarken, kendi bedenimizde oluşturduğumuz baskının adını da stress olarak adlandırıyoruz.

Artan hız, beraberinde yüksek ivme ile gelişen bir teknolojiyi de beraberinde getirdi. Gıda sanayii de bu hızdan nasibini aldı. Nasıl mı? birçok besindeki değişim buna örnek. Hibrit tohumlama, gıda ilaçlama, ürünlerin daha ulaşılabilir ve kullanılabilir olması için poşetlerin içerisine girmiş olması gibi.

Örneğin kısık odun ateşinde pişen çayın yerini sallama poşet çayların alması milli içeceğimiz olan keyif çayının gün içi ulaşılabilirliğini artırdı.

Ancak, sallama çayların içine girdiği selüloz veya bambu sistem yerine mikroplastikler içeren daha az kaliteli ve ucuz malzeme oluşturan mikroplastikler içeren poşet çaylar aldı. Sağlığımıza olumsuz etkileri hemen hemen her üründe karşımıza çıkan mikroplastikler mis gibi çaylardan neler aldı, hadi gelin birlilkte bakalım. İşe çayın geçmişi ve ülkelere göre taşıdığı anlam ile başlayabiliriz.

Geçmişten günümüze

Dünyada en çok tüketilen ikinci içecek olan çay, dünya çapında ortalama 2 milyon ton üretiliyor. Antioksidan yönünden güçlü olan çay türlerinin bileşenleri arasında polifenoller önemli bir yer tutar. Bu sayede çaylar anti-kanserojen ve anti-inflamatuar özelliğe sahiptir. Çay, ayrıca A, K, C, B vitamini, β karoten ve florür bakımından da zengin bir içecektir. Vücutta hastalığa neden olan serbest radikalleri nötralize edebilir ve hastalıklardan korunabilmeniz için bağışıklığınızı destekler.

Çoğu keşif gibi çayın da keşfine yönelik farklı mitler söz konusudur. Ancak bilinen bir efsaneye göre tesadüfen çay bitkisinin suya düşmesiyle çayın enfes tadını alan ve bir daha bırakamayan Çin İmparatorunun çayı keşfettiği söylenmektedir. Böylece çayın Çin’den dünyaya yayılma serüveni de başlamış olur. Türkiye’de ise çayın tarihi 1. Dünya Savaşı’ndan sonra 1917 yılına uzanır.

Dünya’nın gürültüsünü-telaşını unutmak isteyenler için çay ruh banyosu yapar mı?

“Çay dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir” sözüyle T’len Yi Heng çayı tarif ederken  ve çayı “ruh banyosu” diye tanımlayan Avusturyalı Peter Altenberg (1913)  çay hakkında fizyolojik açıdan olumlu etkilerinin yanı sıra psikolojik olarak da insan sağlığındaki öneminin ne kadar değerli olduğunu bu sözlerle dile getirmişlerdir.

Dünya’nın en nadide çayı;

Değerli okuyucularım biliyorsunuz ki dünyada bir şey nadir bulunuyorsa o derece kıymetlidir. Evet evet hepimiz kıymetliyiz ama anladığınız üzere burada beyaz çayın ne kadar değerli olduğundan bahsediyorum. Peki, beyaz çayı diğerlerinden ayıran fark nedir? Hasat edildikten sonra yalnızca soldurulup kurutulan beyaz çay, çok hafif, tatlımsı bir lezzete sahiptir. Popülaritesi gittikçe artan ve adından sıkça söz ettiren beyaz çay, az üretilen ve en yüksek düzeyde antioksidan içeren çay çeşididir. Birçok hastalığa karşı direnci artırmakta hatta kansere karşı koruyucu olan besinler arasında yer almaktadır. İşte bu yüzden dünyanın en nadide ve en değerli çayı olan anılmakta…

Popülaritesi her geçen gün artan beyaz çay

Peki beyaz çayın insanoğlu için faydaları neler?  Beyaz çayda bulunan antioksidanların bir grubu olan flavonoidler, kanser hücrelerinin büyümesini engellediği ve yeni kanser hücrelerinin oluşmasını önlediği için ve ayrıca yine içerdiği antioksidan içeriğinden dolayı antibakteriyel, antiviral etkiye sahiptir. Diğer bir antioksidan grubu olan ve beyaz çayda bulunan ve kateşin olarak bilinen bileşiklerin kolesterolü düşürdüğü de kanıtlanmıştır. Beyaz çay, dişlerinizin ve kemiklerinizin güçlenmesini sağlar. Kan basıncını ve kan şekerini düşürür. Kalp sağlığını korur ve metabolizmanızın hızlanmasına yardımcı olur.

İki ucu lezzetli değnek;

Antioksidan olarak güçlü olan çay bir yandan hastalıklardan korurken bir yandan hastalığa mı neden oluyor? Hemen herkes gerek pratik olması gerekse çeşitli olması açısından sallama çayları bir kez de olsa kullanmıştır değil mi?

Hemen her yerde gündelik hayatımızda karşımıza çıkan ve gittikçe yaygınlaşan plastikler içtiğimiz suyun şişesinde yediğimiz yemeğin paketinde bulunuyor. Artık sallama çaylarda bile var desem ne derdiniz? Plastiklerin doğada çevresel ve doğal olaylarla parçalara ayrılması ile çok küçük boyuttaki parçacıkları olan mikro ve nanoplastikler ortaya çıkar. Doğada milyonlarca yıl çözünmeden kalabilen, çevreyi kirleten adeta bir kabus olarak görülen mikroplastiklerin vücudunuzda biriktiğini hayal edin!

Poşet Çay (mikroplastik) içmeyen kaldı mı?

Yakın zamanda yapılan bir çalışmada marketlerde bulunan tam 15 farklı markaya ait poşet çay üzerinde mikroplastik olduğu bulundu. Suyu, doğayı ve toprağı kirleten mikroplastiklerin su ürünlerinden karides, yengeç, midye, balık gibi su canlılarında bulunmanın yanı sıra tuz, şeker, bal, bira, musluk suyu ve şişelenmiş su gibi sıkça kullandığımız gıdaların içerisinde de  bol miktarda mikroplastik bulunması ürpertici…

Besin kalitesinin düşmesine neden olmakta olan bu maddeler bilim adamları tarafından da toksik etkisinden dolayı çeşitli hasarlara neden olabileceklerini her geçen gün daha fazla çalışmayla dile getirmekte…

Belki de şu anda yazımı okurken sallama çayını yudmlayan sevgili okuyucularım!

Ee artık normal demlik çayı demlemenin zamanı gelmedi mi

Uzman Diyetisyen Esra Şahin