Beslenme alışkanlıkları tarih boyunca birçok kez değişmiştir. İnsan vücudu da bu beslenme alışkanlıklarına göre şekillenmiş, büyümeyi ve gelişmeyi buna göre ayarlamıştır. İlk çağlarda avcılık ve toplayıcılık yapan insanların ihtiyaç duyduğu enerji ile günümüz modern yaşamında insanların ihtiyaç duyduğu enerji arasında pek çok fark vardır. İnsan vücudu ne kadar fazla hareket ederse o kadar fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Bu da günümüzdeki insanın, geçmişteki insana göre duyduğu ihtiyacın oldukça altında olduğu anlamına gelir.
Aradaki bu dengeyi sağlamak için insanların artık daha az besin tüketmesi gerekmektedir. Besinlerle alınan enerji miktarı ile harcanan enerjinin eşit olması, ayrıca alınan bu enerjinin makro ve mikro besin ögelerine dağılımının orantılı olması dengeli ve yeterli beslenmenin tanımıdır.
Türkiye Avrupa’da obezitenin en sık görüldüğü ülke durumuna geldi. Türkiye’deki sayı dünya ortalamasının üzerindedir. Çocukluk çağındaki obezitenin yetişkin dönemdeki obeziteye neden olduğu artık biliniyor. Avrupa’da yedi ülkede yapılan araştırmada çocuklarda obezite görülme sıklığı açısından 2. sırada olduğumuz ortaya çıktı.
Bağırsaklar sindirim kanalından salgılanan hormonları ve sindirim kanalındaki bilgiyi bağırsak-beyin aksı sayesinde beyine taşır. Bu gizli iletişim ile bağırsaklardan beynimize gelen hormonsal uyarılar merkezi sinir sistemindeki iştah düzenleyici merkezlere iletilir. Yediğimiz yiyeceklerin miktarı, sağlıklı olup olmaması, bağırsaklardaki ortamın dengesi aslında iştah merkezimizi etkiler. Eğer sağlıklı besin seçiyor ve öğünlerde yeterli miktarda yiyecek tüketiyorsak yağ yakımı artar, iştah dengelenir ve kortizol azalarak obezite oluşumu önlenir.
Biyolojik ortam dışında direkt olarak obezitenin gelişmesini sağlayan en önemli çevresel etmenler ise;
– Kronik stres, fazla şeker ve yağ içeren besin tüketiminde artış, büyük porsiyonlarda yemek yeme, yaşam boyu egzersiz yapmamaktır.
-Annelerin yüzde 95’inin bebeklerini tek başına altı ay boyunca anne sütü ile beslememesi
-Uygun emzirme süresinde doğru anne sütü uygulamasının yanı sıra gereğinden uzun süre emzirme
– Antidepresan ilaçların sık kullanılması ve eğitim düzeyinin düşük olması kadınlarda obezitenin yaygınlaşmasında belirleyici etmenler olarak düşünebiliriz.
Kırmızı meyveler: Çilek, böğürtlen, kiraz ve ahududu gibi koyu kırmızı renkli bu taze meyvelerin kalorileri düşük ama içerdikleri özel antioksidanlar nedeniyle de yağ depolamasına engel olan meyvelerdir.
Balık ve deniz mahsülleri: İyot, omega 3, selenyum ve protein nedeniyle şişmanlatmayan kırmızı ete göre daha az kalori içeren balık haftada üç-dört kez yenildiğinde yağlanmayı önlüyor.
Yeşil Yapraklı Sebzeler: Yeşilin rengi koyulaştıkça A, C vitamini artıyor, kalsiyum miktarı zenginleşiyor ve diyet lifi de artıyor. Yeşil yapraklı tüm sebzeler neredeyse kalorileri yok denecek kadar az olduğundan doyana kadar yenebilecek vitamin depolarıdır.
Kalorileri az, yağ yakıcı fitokimyasalları içeren ıspanak, semizotu, marul, maydanoz, dereotu, taze nane, roka salatalara bolca eklenirse obeziteyi önleyen sihirli etki yapar.
Zeytinyağı : içerdiği E vitamini, polifenoller, oleik asit ve neredeyse yüzde 10’un altında doymuş yağ asidi içerdiği için vücutta yağ oksidasyonunu sağlayarak obeziteden korunma mekanizması sağlar
Salatalara ve zeytinyağlı yemeklere kişi başı bir yemek kaşığı, çorbalara kişi başına bir tatlı kaşığı zeytinyağı ekleyerek besinleri hazırlamak obeziteden korunmada en doğru miktardır.
Brokoli- Karnabahar: Bu kükürt içeren sebzeler yağ yakımını destekler. Salatalara koyabilir veya zeytinyağlı yemeklerini tüketerek vücudunuzda yağ depolanmasını önleyebilirsiniz. Ayrıca acıktıkça turpu serbest olarak yiyebilirsiniz.
Yeşil mercimek : Folik asit, diyet lifi, magnezyum ve B grubu vitaminleri olan enerji metabolizmasını hızlandıran anahtar mikrobesin öğelerini içeren kurubaklagillerin en değerlisi olan yeşil mercimeği haftada iki kere ana öğünde yemek obeziteden korunmada etkili.
Domates: C vitamininden de zengin ama likopen adlı antioksidandan dolayı yağ yakıcı etkisi de var. Gün içinde ve öğünlerde bolca yiyebileceğiniz domatesi özellikle az zeytinyağı ekleyerek yediğinizde yağ depolarını eritir.