Okyanuslarda, denizlerde ve tatlı sularda bulunan kırmızı, yeşil ve kahverengi görünümde olabilen su bitkileri ‘yosun’ olarak adlandırılmaktadır. Klorofil üreten yosunlar, asalak bitki türlerinde yer alır. Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerde ilaç, gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılır.
Son dönemlerde karbon ayak izine karşı özellikle kırmızı et tüketiminin azaltılıp yerine bitkisel kaynaklı beslenmenin artırılması dünyada gittikçe önem arz eden konulardan biridir. Bu nedenle artık yemek seçimlerinizi farklı besinlerle çeşitlendirmeye çalıştığınızda yosunlarla karşılaşırsanız şaşırmayın. Bir tür kırmızı deniz yosunu olan algler, başta çinko, potasyum, magnezyum, kükürt ve fosfor olmak üzere birçok vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir.
Yosunlar fotosentez açısından oldukça verimli organizmalardır. Fotosentez ile yakaladıkları karbondioksiti hücre içinde farklı ürünlere çevirebilmektedir. Depoladıkları yağ ve karbonhidrat molekülleri ile biyodizel, biyojet yakıtı ve biyoetanol üretiminde kullanılmanın yanı sıra ham petrolden üretilen yakıtlarda da kullanılmaktadır. Dolayısıyla insanlığın ihtiyaç duyduğu enerjinin belirli bir kısmının yosunlardan elde edilebilir olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca önemli bir ayrıntı eklemek gerekirse bu işlemin yapılması doğanın daha az kirletilmesini olanak sağlamaktadır.
Protein içeriği açısından şimdiye kadar altın kemeri elinde tutan kırmızı et artık şampiyonluğu tehlikede mi? Kırmızı etten daha yüksek protein içeren bir besin olabilir mi? Şaşırtıcı ama gerçek… Örneğin 7 gram spiriluna deniz yosunu 4 gram protein içerirken 7 gram kırmızı et yalnızca ortalama 1.6 gram protein içermektedir. Yani yaklaşık 2.5 kat daha fazla! Ve bununla da bitmedi! Aynı zamanda B12 içeriğinin de yüksek olması kırmızı ete harika bir alternatif olarak karşımıza çıkmakta.
Kurutulmuş yeşil ve mor deniz yosunlarında dikkat çekici miktarda B12 bulunduğu yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Bir çalışmada sadece 4 gram nori deniz yosununda 2.4 mcg yani günlük ihtiyacın %100’ü kadar B12 bulunduğu keşfedilmiştir fakat vücutta biyoyararlanımının yeterince iyi olduğuna dair çalışmalar hala sürmektedir.
Deniz yosunlarının arabalarımıza mazot olabileceklerini veya evimizi ısıtmakta kulanılabileceklerini biliyor muydunuz? Deniz yosunu hızlı büyüyen alglerdir. Güneşten aldıkları enerji ve denizden aldıkları besin ile karbondioksit sayesinde hızlı gelişmektedirler. Bilim insanları bu yüzden deniz yosununun iklim değişikliği ile mücadelede ve karbon salımını azaltmada etkili olabileceğini öne sürmektedir. Küresel olarak bakıldığında yosunlardan elde edilen biyoyakıt kullanımında açığa çıkan karbondioksit fotosentez ile tekrar kullanıldığı için atmosfere yeni sera gazı salınımı gerçekleşmiyor. Deniz yosunlarının verimli fotosentez kaynağı birim alanda elde edilecek yakıt ve gıda miktarı artırırken iklim değişikliği ile olan harika bağlantısı ise karbon ayak izini azaltmasındır
Deniz yosunları, antioksidan, anti-viral, anti-biyotik, anti-kanser, anti-fungal, anti-diyabetik ve fotokoruyucu özellikler dahil olmak üzere çok çeşitli biyolojik aktiviteler sergileyen polifenoller terpenler ve koruyucu pigmentler gibi benzersiz ikincil metabolitler içerir.
Hücrenin yapısal formunu koruyan ve deniz yosununda bulunan aljinat, bağırsaktaki toksinlere ve kötü bakterilere bağlanarak ve vücut tarafından emilmelerini önleyerek bağırsak sağlığına destek olmaktadır. Ayrıca mükemmel bir lif kaynağı olan deniz yosunları, normal bağırsak hareketlerini destekleyerek bağırsak sağlığına katkıda bulunmaktadır.
A, C ve E gibi antioksidan vitaminlere sahip olmanın yanında deniz yosununda pek çok faydalı bitkisel bileşen de bulunur. Bunlar arasında flavonoidler ve karotenoidler de yer almaktadır. Vücudun oksidatif stresle baş edebilmesinde yosunların gücüne güvenebilirsiniz. Yosunlar, insan sağlığı için gerekli olan hemen hemen tüm besleyici ve biyoaktif bileşenlerin önemli bir kaynağıdır. Biyokimyasal aktivite zenginliği ile antioksidan özellikleri nedeniyle yosunlar sadece nutrasötik ve ilaç endüstrileri için değil, yiyecek ve içecek endüstrileri için de önemli bir besindir.
Cildimiz hem dış hem iç sağlık sorunlarından olumsuz etkilenir. Ciddi anlamda hastalıklara neden olan bu etkilerin şiddetini azaltmada kullanılan yosun, içeriğindeki antioksidan özelliğinden dolayı cildi temizler ve toksinlerden arındırır. Hücre yenilenmesini hızlandırır ve cilt sorunlarını ortadan kaldırır.
Deniz mahsüllerini sıklıkla tüketen Uzakdoğu insanlarının yaşlanmamasının sırrı olan yosun, çorba veya çay yapılarak tüketilir. Geleneksel Uzakdoğu tedavi yöntemlerinde de dıştan müdahalelerde direkt olarak hasarlı bölgenin yüzeyine sarılarak kullanılan yosun zeytinyağı ve aleo vera ile karıştırılarak maske haline getirilerek de kullanılmaktadır.
Tip 2 diyabetli bireylerde kan glukoz seviyelerini dengeler, serum trigliserit konsantrasyonlarını düşürür ve yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolünü arttırır. Tip 2 diyabetli kişilerde öğünlere taze, kahverengi deniz yosunu eklenmesinin kan şekerini kontrol etmede yararlı olduğu yapılan çalışmalar a desteklenmektedir.
Süper besin kategorisine girme özelliklerini elinde tutan deniz yosunu, söz konusu kalp sağlığı olduğunda da devrede. Kalp hastalığının faktörlerinden biri olan kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olabileceği gibi kardiyovasküler sistem için gerekli omega-3 yağ asitlerinin en iyi bitki kaynaklarından biridir.
Tiroid bezi büyümeyi, enerji üretimini, üremeyi ve vücuttaki hasarlı hücreleri tamiri kontrol etmeyi sağlayan hormonlar salgılar.Tiroid, hormon üretmek için iyottan faydalanır. Yeterince iyot olmazsa, kilo değişimleri, yorgunluk, boyunda şişme gibi belirtiler zamanla ortaya çıkarlar.İyot içeriği türüne göre ciddi miktarda değişim gösteriyor ve yetiştiği yer ile nasıl işlendiği de önemli. Hatta bir kuru yaprak deniz yosunu günlük ihtiyacın %11-1989’unu karşılayabiliyor.
Yosun uzun süre tok tutma özelliği olduğundan kilo vermede de etkilidir. Özellikle düşük kalorili olmasıyla diyet listelerinde ilk sıralarda yerini alır. Bazı hayvan deneylerinde yosunlardaki fucoxanthin
içeriğinin vücutta yağlanmayı azalttığı görülmüş ayrıca farelerle yapılan çalışmalarda da fucoxanthin tüketen farelerin kontrol grubuna göre kilo kaybı olduğu görüşmüştür.